Bir Japon Atasözü der ki;
“Senin değilse alma, Doğru değilse yapma, Gerçek değilse söyleme, Bilmiyorsan sus…”
-Aslında bu kadar basitti yaşamak, onu zor hale getiren geçmişten günümüze atalarımız ve bizler olduk; ya da onlarda farkında değildi ne olacağının bize öğretirken yaşamı.
Şimdi zorlukları kolaylaştırmanın zamanı.
Gerçek değilse susacaksın ama doğru ise sonuna kadar konuşacak hatta avazın çıktığı bağıracak en iyi şekilde savunacaksın gerçeği.
Senin değilse almayacaksın, hatta kendisinin olmayanı alana mani olacaksın. Gücünün yettiğinden fazlasını ortaya koyarak. Sahibi olandan alınıyorsa hakkı olan, bunu alana da alana ses çıkartmayana da tavrını net olarak ortaya koyacak, hakkı olanın yanında dimdik duracaksın. Savunacaksın hakkı olanın gücüne güç katacaksın.
Doğru değilse yapmayacaksın, yapana da mani olacaksın. Doğru olmayı, doğru olanı yapmayı, yanlışın karşısında dimdik durmayı öğreteceksin.
Yanlışa yanlış diyebilecek bunun karşısında durabileceksin.
Bilmiyorsan susacaksın. Bilmeden konuşmanın ağırlığı altıda ezilmek yerine, bilmemenin / bilmiyor olmanın mükemmel hafifliğinde kendini bulacak, keyfini süreceksin. Yalnız buna sığınmayacak ilk fırsatta doğrusunu doğru şekilde öğrenecek ve öğrendiğini kendine saklamayacak, öğreteceksin.
Şimdi zorlukları kolaylaştırmanın zamanı.
Bunu da böyle öğreteceksin, söylediğin değil yaptığın modellenecek; duruşun, tavrın ve hareketlerinle sen ne yaparsan o yapılacak.
Belki ilk başlarda zor gelecek, kolayı seçecek, işine geleni, alıştığını yapacaksın.
Seçim senin, dokunuşunla ne yaratmak istiyorsun.
Önce ona karar ver.
Sonra aç müziğin sesini ritmi başlat ve dans başlasın. İzle senden sonraki koreografiyi.